Rock ve Metal’in Klasik Müzik Orkestrası İle Buluştuğu 10 Konser!
6 Temmuz 2023Seviyorsak Bir Sebebi Var: “Hellfest 2023”
8 Temmuz 2023Albüm yapım aşaması çoğu zaman yüksek maliyetli bir iş. Bazı gruplar geçmişte çok düşük bütçelerle efsane albümler ortaya çıkarmış olsalar da bazıları milyon dolarları tek bir albüm kaydına dökmüşler. Bu yazıda da mükemmel soundu bulmak için stüdyolar, prodüktörler ve hatta grup üyelerini değiştiren, masraftan kısmayan grupların faturası en yüksek metal ve rock albümlerinden bazılarına bakıyoruz!
1- AC/DC – For Those About To Rock (1981)
Tüm zamanların en çok satmış ikinci albümü olan Back in Black’i piyasaya sürdükten sonra AC/DC, sekizinci stüdyo albümleri For Those About To Rock’ı kaydetmek üzere Paris’te stüdyoya girdi. Stüdyodaki tanıdık isimlerden biri de “Highway to Hell” ve “Back in Black” albümlerinin de prodüktörlüğünü yapmış olan Mutt Lange’di. Lange’in mükemmeliyetçiliği sonucu stüdyodaki ilk 3 günü sadece trampet soundu üzerinde çalışarak geçirdiler. 10 günün sonunda aradığı sesi bulamayan Lange stüdyo seanslarını durdurdu, sonraki 2 haftayı birçok stüdyoyu deneyerek geçirdiler ve en son karar bir mobil kayıt stüdyosu oldu. Ancak Lange’in yavaşlığı, stüdyoya tüm şarkılar hazır şekilde giren grup üyeleriyle arasında gerilim yaratıyordu. Malcolm Young’a göre grup için “etrafta dolanarak” geçen 3 aylık uzun ve sıkıcı kayıt sürecinin ardından artık ne grup ne de prodüktör ortaya çıkan sonucun doğru veya yanlış olduğunu söyleyemiyordu çünkü herkes albümden bıkmıştı. Ayrıca albümün kaydedildiği bu 3 aylık süre içerisinde grup The Rolling Stones ile tura çıkması için teklif edilen 1 milyon doları da geri çevirdi.
Bütün bu albüm kayıt sürecinin; Mutt Lange’in Londra’dan getirttiği mobil stüdyo dahil değiştirilen birçok stüdyo ve mühendisle birlikte maliyeti yaklaşık 1 milyon dolar.
2- Foo Fighters – One by One (2002)
Foo Fighters’ın “One By One” albümünün yapım süreci grup için zorlayıcı bir zamandı. Dave Grohl, hiçbir yere varmayacağını anlayıp çalışmayı durdurmaya karar verene kadar mükemmel kaydı yapmak için aylar harcadılar. Grohl, bir röportajında albümün yapım aşamasını “O zamanlar işe yaramayan bir albüm yapıyorduk. 2001 yılının Ekim ayında başlamıştık. Yaklaşık üç buçuk ay sonra yaptığımız şeyin tanıdık gelmediğini fark ettim. Doğru hissettirmedi. Bizim grubumuzda en önemli şey şarkıların doğru ve kayıtların iyi hissettirmesi. Prodüksiyona çok odaklanmıştık çünkü niyetimiz büyük bir rock kaydı yapmaktı. Ancak enerji üç ay sonra azalma eğilimindedir. Spontanlık ve enerjinin rock müzik ile çok ilgisi var ve dolayısıyla rock kayıtlarının yapılması uzun sürmemeli.” sözleriyle hatırlıyor.
Kayıtlara ara verdikten sonra Grohl, “Queens of the Stone Age” grubundan Josh Homme’nin grubun “Songs For The Deaf” albümünde davullarının arkasına geçme davetini kabul etti ve hatta bu gelişmeyle Grohl’un kendi grup arkadaşları asla geri dönmeyeceğini bile düşündüler. Ancak daha sonra düşündükleri gibi olmadı ve ara vermeden önce yaptıkları 29 kaydı bir kenara atarak bu sefer Grohl ve Taylor Hawkins, Grohl’un Virginia’daki evinin bodrum katındaki stüdyosunda 12 gün boyunca yeni albüm üzerinde çalıştılar. Grubun geri kalan üyeleri de kendi kısımlarını sonradan Los Angeles’da eklediler ve “One By One” albümü sonunda tamamlandı. Albüm, “Times Like These”, “All My Life” ve “Low” gibi hitleri içeriyor olsa da genel olarak, Grohl nihai sonuçtan pek memnun olmadığını daha sonra çok kez dile getirdi.
Grup üyelerinin ayrı ayrı kayıt yapması, aylarca süren stüdyo zamanı, önceki kayıtların atılması gibi sebeplerden dolayı albümün 1 milyon doların üzerinde bir maliyeti olduğu söyleniyor.
3- Korn – Untouchables (2002)
Korn, 5.stüdyo albümleri “Untouchables”’ı “bir daha asla yapılamayacak muhteşem bir rock kaydı” yapma hedefiyle prodüktör Michael Beinhorn ile bir araya geldi. Toplamda iki yıl süren stüdyo çalışmaları boyunca sadece 5 ayı vokallere ayırıp, 1 ayı hiçbir şey kaydetmeden sadece davul soundu üzerinde çalışarak geçirdiler. Jonathan Davis’in stüdyoya kayıt için gelip sadece bir nota söyledikten sonra o gün sesinin yeterince iyi olmadığı söylendiği için hiç kayıt yapmadan eve döndüğü zamanlar da oldu. Ayrıca, “Untouchables”, tamamen 96kHz formatında kaydedilen ilk albümdü ve bu, bazı yeni teknolojiler de gerektirdi ve masrafları daha da arttırdı. Yaklaşık 1 milyon dolar olan stüdyo masraflarının yüksek olmasının yanı sıra Kaliforniyalı müzisyenlerin abartılı yaşam tarzları ve kayıt süreci boyunca 15 kişilik bir ekip tutmaları maliyeti başka bir boyuta çekti. Basçı Reginald “Fieldy” Arvizu’nun bir röpotajında söylediğine göre yapım süreci boyunca 4 milyon dolarlık harcama yapıldı. Bu paranın çoğu ekibi barındırmak ve grubun lüks rock-star yaşam tarzlarını finanse etmek için harcandı.
Albüm etkileyici bir şekilde 5 milyon kopya satsa da önceki albümleri “Issues”, 13 milyon satışı aştığı için, bu grup adına daha önce yaşanmamış başarı değildi.
4 – Def Leppard – Hysteria (1987)
1984 yılının şubat ayında Def Leppard, yeni albümleri üzerinde çalışmak için toplandı ama bu sefer üzerlerindeki baskı daha fazlaydı çünkü 1983 yılında çıkardıkları “Pyromania” albümleriyle zaten büyük bir başarı yakalamışlardı. Şimdi de herkes bu başarının üstüne çıkmaları beklentisindeydi.
Öncelikle şarkıları yazmaya 1981 “High’N’Dry” albümlerinden beri birlikte çalıştıkları prodüktör-söz yazarı Mutt Lange ile başladılar. Ancak Lange sıkışık programı sebebiyle albümün prodüktörlüğünü üstlenemeyecekti. Bu durumda grup, kayıtların ilk yılında Jim Steinman ile stüdyoya girdi. 8 ayın sonunda anlaşmazlıklar sebebiyle Steinman ile yolları ayırdılar ve yerine mühendis Nigel Green geldi. Green’in söylediklerine göre kendisi stüdyoya girerken sadece vokal kaydını ve son miksajı bitireceğeni düşünerek işe başlamıştı ancak kısa süre sonra, kayıtların çoğunun hala kaydedilmesi gerektiği anlaşıldı. Green kayıtlar ve soundu güçlendirmek için elinden geleni yapsa da finalde gerçekten ihtiyaç duydukları kişi Mutt Lange’di.
Grup prodüktör konusunda sıkıntı yaşıyorken başlarına hiç tahmin edemeyecekleri bir şey geldi. 1984 Noel’inden hemen sonra, grubun davulcusu Rick Allen korkunç bir araba kazası geçirdi ve sol kolunu kaybetti. Herkes şok olmuş durumdaydı ancak grubun diğer üyelerinin aklına hiçbir zaman yeni bir davulcu bulmak ya da sonlarının geldiği düşüncesi gelmedi. Green’in aktardıklarına göre bu olaydan sonra grubun tekrar “Hysteria” için stüdyoya girmesi şöyle gerçekleşti: “Benim duyduğum hikâyeye göre Mutt Lange, Rick’in başucuna gitti ve 21 yaşındaki Rick’i hala grupla çalacağı bir kariyeri olduğuna ikna etti. Rick’in gözleri parladı çünkü her zaman yapmak istediği tek şey davul çalmaktı. İşte o zaman Mutt’da tekrar yapıma dahil olmak istedi ve “Hysteria”’nın yapımı tekrar başladı.”
Rick Allen kazadan sadece 6 hafta sonra gruba geri döndü ve hastanedeyken kafasında planladığı, sol elinin çaldığı kısımları sol ayağıyla çalmasını sağlayan yeni davul setini tasarlayarak çalışmaya başladı. O andan itibaren albümün yapım aşaması 2 yıl sürdü.
Sonuç olarak albüm her türlü gecikmeye maruz kaldı. Rick Allen’ın yeniden davul çalmayı öğrenmesi ve yeni sistemine alışması yaklaşık 1 yıl aldı. Hatta bir noktada çok ciddi olmasa da grubun vokali Joe Elliot’da sağlık sorunları yaşadı ve yine gecikmeler oldu. Bunun yanında başından beri yaşanan prodüktör sıkıntıları, ayrıca Mutt Lange’in mükemmeliyetçi yapısı ve çok zaman alıcı olan kapsamlı kayıt teknikleriyle beraber yapımı 3 yıl sürdü. Albüm yaklaşık 4,5 milyon dolara mal olsa da hakkını verdi ve 25 milyon kopya satarak neredeyse her parçası hit olan ölümsüz bir albüm olmayı başardı. Kişisel olarak da 80’li yıllardan en sevdiğim albümler arasında ilk sıralarda.
5- Metallica – Metallica (The Black Album, 1991)
2 milyon kopya satmış “…And Justice For All” albümünden sonra grup daha büyük başarılar elde etme hedeflerinin önünde engel olarak albümün karışık, uzun, progresif trash konseptinin etkili olduğunu düşünmeye başlamıştı. James’e göre bu albümde karmaşıklık ve şovmenlik konusunda ellerinden geldiğince ileri gitmişlerdi. Kirk ise turda …And Justice For All parçasını çaldıklarında seyircilerin esnediklerini, saatlerine baktıklarını yani sıkıldıklarını görmüştü. Ve sıra bir sonraki albüme geldiğinde, grup aynı zorlu rotadan gitmek istemiyordu.
Kirk bu kararı “Gözümüzü daha büyük şeylere dikmiştik. O zamanlar bazı mega albümler vardı, 8 milyon, 9 milyon kopya satan Bon Jovi, Bruce Springsteen, Def Leppard gibi… Biz de bunu istedik. Çok açık. Bir “Back in Black” istedik.” sözleriyle açıklıyor daha sonra bir röportajında.
Sonuç olarak 1990 yazında kendilerine verdikleri “İşleri basit tut” talimatıyla yeni şarkılar yazmaya başladılar ancak iş kayda geldiğinde yardıma ihtiyaçları vardı. Önceki üç albümlerinin prodüktörlüğünü Hetfield ve Ulrich ile Flemming Rasmussen üstlenmişti, ancak grup bir sonraki albüm için yeni birinin gelip işleri değiştirmesi gerektiğini düşünüyordu. Menajerlerinden, o zamanlar Bon Jovi, Mötley Crüe, The Cult gibi grupların albümlerini üretmiş olan Kanadalı müzik prodüktörü Bob Rock ile iletişime geçip albümün miksajını yapmasını teklif etmesini istediler. Bob Rock grubun teklifine karşılık olarak albümün miksajını değil prodüktörlüğünü üstlenme teklifiyle geri dönünce ilk olarak “Biz Metallica’yız, kimse bizim prodüktörlüğümüzü yapamaz kimse bize ne yapacağımızı söyleyemez“ tepkisini gösterseler de daha sonra bu teklifi kabul ettiler. Ancak zaten karşılıklı zor başlayan ilişki yapım süreci boyunca da böyle devam etti ve grup Bob Rock ile çok sayıda fikir ayrılığı yaşadı. “Kusursuz olana kadar devam et” yaklaşımında oldukları için de her şeyi çok kez tekrarladılar ve uzun bir süreç geçirdiler ama istediklerini de elde ettiler. Albüm bugüne kadar dünya çapında 30 milyondan fazla kopya sattı.
9 aylık yapım süreci, “Nothing Else Matters” parçası için ödüllü besteci Michael Kamen tarafından yazılan orkestral düzenlemeler, her şeyi yeniden kaydetmek mikslemek, düzeltmek vs. sonucu albüm 1 miyon dolara mal oldu.
6 – The Darkness – One Way Ticket To Hell… And Back (2005)
İlk albümleri “Permission To Land”i 20 bin pounda kaydettikten sonra dünya genelinde 5 milyon satış başarısına ulaşan The Darkness, bir sonraki albümleri için artık finansal rahatlığa sahipti. Grubun vokali ve gitaristi Justin Hawkins’e göre artık “Tam olarak istedikleri şeyi yapmak için zaman ve para lüksüne” sahiplerdi. Bu lükse sahip olunca da kendilerini en çok etkileyen AC/DC, Queen, Led Zeppelin, The Rolling Stones ve daha birçok grubun albümlerinin prodüktörlüğünü üstlenmiş olan Roy Thomas Baker ile 2004 yazının sonunda stüdyoya girdiler. İlk birkaç ay boyunca Baker gruba sadece backing track’leri; davul, bas ve ritim gitarların farklı konfigürasyonlarıyla kaydettirdi. Hepsi de peşinde olduğu yoğun, ince ve zengin dokulu sesi elde etmek içindi. Ritim gitarlar konusuna gelmişken şarkıların çoğunda en az 120 farklı gitar kısmı olduğunu da söylemek gerek. Baker ve grubun gitaristi Dan Hawkins şarkılar üzerinde 40-50 değişik gitar ve farklı amfiler kullanarak çalıştılar. Mesela bir dizenin ilk yarısında kullandıkları gitarı dizenin ikinci yarısında değiştirdiler sonra nakarat için ilk gitara döndüler ama bu sefer farklı bir akortla, farklı tellerle, farklı amfilerle veya farklı mikrofonlarla.
Bir yıl süren yoğun bir çalışmanın ardından grup albüm için 37 şarkı kaydetti ve Baker, 37 şarkıyı sadece 10 şarkı ve 35 dakika süreye indirmeyi başardı. Roy Thomas Baker’la çalışmanın, stüdyoların ve 120 katmanlı gitar parçaları gibi kayıtta çok ileri gitmenin gruba maliyeti 1 milyon pound oldu.
7- Guns N’ Roses – Chinese Democracy (2008)
1991 yılı “Use Your Illusion” albümlerinden sonra Guns N’ Roses’ın ilk orijinal albümü olacak olan “Chinese Democracy”’nin, grubun o zamanki menajeri Doug Goldstein’ın 2000 yılında verdiği röportaja göre müzikal olarak yüzde 99’u vokaller açısından da yüzde 80’i tamamlanmıştı ve 2000 yılında piyasa sürülmesi planlanıyordu. Ancak 2000 yazı ve ondan sonraki 8 yaz boyunca işler planlandığı gibi gitmedi. Ta ki Kasım 2008’de albüm sonunda yayımlanana kadar.
Grup resmi olarak 1997’de albüm üzerinde çalışmaya başlamış olsa da kayıt kadro değişiklikleri nedeniyle önemli ölçüde gecikmişti. Her kadro değişimiyle beraber Axl yeni grup üyesiyle tekrar kayıt almak istediği için her şey baştan kaydediliyordu. Ayrıca istediğiyle uyuşan bir prodüktör bulması da kolay olmadı. Aralarında Youth, Sean Beavan ve Roy Thomas Baker’ın da bulunduğu birden fazla prodüktörle 15 farklı stüdyoda birçok kez kayıtlar yapıldı. Bir noktada grubun bağlı olduğu yapım şirketi Geffen, Axl Rose’a albümü 1999 Mart ayında bitirmesi için 1 milyon dolar bonus bile teklif etti. Tabii böyle bir şey mümkün olmadı ve 2004 yılında Geffen tüm finansmanını geri çekti. Biraz daha kadro değişikliğinden, yeniden yapılan kayıtlardan ve Geffen ile tartışmalardan sonra, “Chinese Democracy” nihayet 23 Kasım 2008’de yayımlandı. Yapımı 11 yıl sürdü. 17 müzisyen, 16 üst seviye stüdyo personeliyle toplamda 14 milyon dolar civarı inanılmaz bir harcama yapıldı. Harcamaların büyük çoğunluğu değişen müzisyenler, mühendisler, prodüktörler, kiralık ekipmanlar ve stüdyolara yapıldı. Ayrıca muhasebecilerin hesaba direkt olarak katmadıkları çeşitli giderler de oldu, gitarist Buckethead’in kayıt yapmak için stüdyoya tavuk kümesi inşa ettirmesi gibi.