İnceleme: “Midnight – Hellish Expectations”
6 Temmuz 2024Endüstriyel Müziğin Evrimi: Yeraltından Ana Akıma
11 Temmuz 2024Uçağınız Kopenhag’a yaklaşırken camdan dışarı baktığınızda Refshaleøen Adası’nda sizi bir çift kurt gözü karşılıyor. Burası, Copenhell’in yapıldığı ada ve iki ana sahne bu kurt gözlü hangarın önünde kuruluyor. Havaalanından çıktıktan sonra şehir merkezine 15 dakikada ulaşabiliyorsunuz. Şehir merkezine yakın bir otel veya hostelde konakladığınızda, festival alanına gitmek çok kolay. 666 numaralı Copenhell otobüsleri, merkez tren istasyonunun önünden beş dakikada bir kalkıyor. Ayrıca başka noktalardan kalkan shuttle otobüslerle de ulaşım sağlayabiliyorsunuz. Otobüslerle 15 dakika içinde festival alanında olabiliyorsunuz. Bisiklet kiralayıp festival alanındaki bisiklet otoparkını kullanmak da bir seçenek. Kopenhag, yürüyerek her yere ulaşabileceğiniz en düz şehirlerden biri. Şehir merkezinden festival alanına 40 dakikada yürüyebilirsiniz. Ayrıca festival alanında çadır ve ahşap evler de mevcut.
Festival, diğer büyük festivallere göre daha küçük ve kompakt olduğu için istenilen hizmete erişmek daha hızlı oluyor. Festival alanında yemek çeşitliliği oldukça iyi. Et yemekleri çoğunlukla domuz ağırlıklı, ancak dana burger çeşitleri de mevcut. Pizza, döner, falafel gibi birçok çeşit yemeğe ulaşabiliyorsunuz. Veganlar için de birçok seçenek var.
Günün şartlarında 1 Danimarka Kronu 4,70 Türk Lirası. Yediğim yemeklerin fiyatlarının ortalama değerleri şu şekilde:
- Dana Burger: 150 Kron (710 TL)
- Sosisli Sandviç: 80 Kron (380 TL)
- Fish & Chips: 120 Kron (565 TL)
- Tam Pizza: 120 Kron (615 TL)
- Falafel Dürüm: 100 Kron (470 TL)
Festival alanında birkaç noktaya kurulan çeşmeler ile su ihtiyacınızı ücretsiz olarak karşılayabilirsiniz. İçki çeşitliliği açısından da oldukça zengin bir festival. Ana içki sponsoru Tuborg ve Tuborg ile Carlsberg’in birçok farklı çeşidi var. 50 cc bira 60 Kron (280 TL), 33 cc bira ise 45 Kron (210 TL) olarak satılıyor. Geçen yıl Wacken’de Krombacher marka bira dayatmasından sinir olmuştum. Buradaki çeşitlilik oldukça memnun edici. Her sahnenin FOH’unun arkasında ve yanında barlar var ve erişim çok hızlı. Bira dışında birçok farklı içki çeşidi mevcut. Sadece şarap çeşitleri satan ayrı bir stand bile var. Danimarkalılar shot likörlere ayrı bir ilgi duyuyorlar ve ellerinde shot likörlerle dolaşıyorlar. Sohbet ettiğinizde size de bu shotlardan ikram ediyorlar. Festival temel market ihtiyaçlarınızı karşılayacak Seven 11 marketler de mevcut.
Festival iki büyük ve iki de orta seviye sahneye sahip. Alan olarak Wacken, Graspop ve HellFest kadar büyük değil. Festivalin kapasitesi 35 bin kişi. Sahnelerin sesleri birbirine karışmadan ve programın uygunluğuna göre birçok grubu peş peşe izleme şansı veriyor. Benim ilgimi çeken gruplar daha çok Helviti ve Hades sahnelerinde olduğundan oralarda daha çok takıldım. Gehenna sahnesi ağaçların ortasında epik bir hava sunuyor. Eivor konseri burada gerçekleşiyor ve çok etkileyici. En az ziyaret ettiğim sahne Pandemonium oldu. Tool, Accept, Asinhell, Bruce Dickinson, Empire State Bastard, Karnivool, Kerry King, Mr.Bungle, Biohazard ve Tom Morello’yu bariyerden en önden izledim. ESB dışında boş yok diyebilirim. ESB’yi daha önce Lombardo ile izlemiştim, burada Lombardo ile sahne almadılar. Bu biraz zaman kaybı oldu benim için.
Festival alanında konser dışında sosyalleşebileceğiniz birçok farklı etkinlik alanı var. Copenhell Con başlığı altında birçok farklı konuda etkinlikler sunuluyor. Hava koşulları Türkiye sıcağından gelen biri için ferahlatıcı. İstanbul’da hava 35 dereceyken Kopenhag’da 16-17 derecelerde zaman geçiriyoruz. Zeminin beton olması, Wacken ve Graspop gibi yağmur yağdığında çamur derdiyle karşılaşmamanızı sağlıyor. Yağmuru deneyimliyoruz ve yağmur altında rahatça konser izleyebiliyoruz. Festival alanında gezen minik eşya satan görevlilerden 20 Krona yağmurluk tedarik edebilirsiniz. Eğer hava şartları sizi zorluyorsa, kurt gözlü hangarın içi devasa bir puba çevrilmiş durumda. İnternet ve telefon kullanımının pahalı olduğu bir yer olarak düşünürsek, bu hangarda bedava WiFi erişimi sağlamanız büyük bir avantaj. Şehirde de çok fazla WiFi bulabiliyorsunuz.
İki ana sahne arasındaki mesafenin çok yakın olması ve gruplar arasındaki sürenin uygunluğu size izlemek istediğiniz grup için en önde olma şansı yaratıyor. Festivalde benim kadar izlemek istediği grup için bariyerde olma çabası harcayan kimseyi görmedim. Danimarkalı insanlar gerçekten kibar ve konuşkan. Başka bir milletten olduğunuzu anladıklarında sizinle diyaloğa geçip sohbet etmeyi seviyorlar. Birçok konuda birçok kişiyle sohbet edip yeni arkadaşlıklar kurdum. Seyirciler arasında en büyük çekişme Kerry King ve Tool konserlerinde yaşandı. KK konsere başladıktan sonra pogo ve craft surfing neredeyse hiç bitmedi. Tool için büyük kavgaların verildiğini gördüm. Ana sahneye ait bir parçanın düşme ihtimaline karşın Tool öncesi sahne önü bir süreliğine boşaltıldı ve sorun giderildikten sonra yer kapma savaşı başladı. Son gün sanki herkes Tool için oraya gelmiş gibiydi. İlk gün festivalin kendi merch çadırı çok kalabalıktı, 1 saatten fazla bekleyerek bir şeyler alabildik. Bu çadırda geçmiş yıllara ait Copenhell merch ürünleri de bulunuyordu. Grupların merchleri sahne yanlarında açılan çadırlarda konser günleri satılıyor. Ortalama 300 Kron’du tişörtler. En pahalı olanlar 350 ve 400 ile Tool ve Bruce Dickinson tişörtleriydi.
Festival alanlarında en önemli konulardan biri tuvalet ihtiyacıdır. Festival alanında bu konuya çok dikkat edilmişti. Tuvaletler inanılmaz temizdi. Yer yer kuyruk oluşsa da sorun yaşamadan ihtiyacınızı karşılıyorsunuz. Ayrıca ana sahnelerin hemen yanına açık pisuvarlar yapılmış, böylece konser sırasında gelen ihtiyacı hızlıca halledebiliyorsunuz. Erkekler için büyük bir avantaj. Festivalde en çok hoşuma giden konulardan bir tanesi ülkenin geri dönüşüme verdiği destek. İçerde devamlı atık plastikler için dolaşan ve onları toplayan görevliler mevcut. Bu sayede kullanılan her türlü plastikler toplanıyor geri dönüşüm için hem de etraf gayet temiz kalıyor. Kopenhag’ın Avrupa’daki en pahalı 3. şehir olduğunu düşünürsek, bizim ekonomiyle kıyaslandığında biraz pahalı kaçıyor. 4 günlük kombine bilet 2800 Kron (13500 TL) gibi bir fiyata satılıyordu. Check-in yapıp içeri girdiğinizde size hiçbir ekstra şey verilmemesi biraz üzücüydü. En azından bir bez çanta ya da plastik bir matara verebilirlerdi. Fiyat performans olarak biraz lükse kaçan bir festival. Bu line-up bu fiyatı çok hak etmiyor diyebilirim. Ancak festivale erişimin rahatlığı, öğlen ikiye kadar şehri gezip sonrasında festival alanına gelebiliyor olmanız, tatil ve festival keyfini birlikte yaşatıyor. Geçmiş senelerdeki line-up’lara bakıldığında festival resmen ateş ediyor. Bu sene Avrupa’daki festivallerdeki genel line-up zayıflığı buraya da yansımış. 2022 senesinde bu festivale gitmeye yeltendiğimde biletler 1 dakikada bitmişti. Düşüncem, seneye daha iyi bir line-up olacağı yönünde.
Cihan Yeşil