Konser İncelemesi: Therion (2024, İzmir)
11 Eylül 2024Konser İncelemesi: In Flames (2024, Küçükçiftlik Park)
3 Ekim 2024Heavy Metal kültürünü benimseyen insanların arasında anime severlerin hatırı sayılır bir yeri olduğuna inanan biri olarak, ülkemizde yeterince tanınmayan Bastard!! animasyon serisi hakkında bir yazı yazmak istedim. Üstelik bu seri, gezegenimizin en tanınmış dijital platformunun yapımı. Bastard!!: Heavy Metal, Dark Fantasy biz metalciler için ne gibi bir önem arz ediyor, gelin anlatmaya başlayalım.
Kazushi Hagiwara adında, manga camiasında hatırı sayılır, çok kıymetli bir abimiz bulunmakta. Kazushi abimiz aynı zamanda harika bir hikaye yazarıdır. Efsanevi oyun Final Fantasy’nin bazı bölümlerini de kendisi yazmıştır. Heavy Metal’e, özellikle 80’ler ve 90’ların gruplarına hayran olan birisidir. Bastard!!, ilk defa 1988 yılında Weekly Shonen Jump adlı dergide manga olarak yayınlanmaya başlar. Sonrasında çok sevilir ve yaratıcısı Kazushi Hagiwara’nın kurduğu Studio Loud In School adlı şirket tarafından düzenli olarak yayınlanmaya devam eder.
Bu yapım hakkında Türk sayfalarında araştırma yaptığımda, maalesef olaya hakim olmayan insanların yazılarıyla karşılaştım. Öncelikle şunu belirtmeliyim ki, anime seven biriyim ama bu dünyaya derinlemesine hakim bir fan değilim. Yine de animenin konusunun tam olarak anlaşılamadığına inanan biri olarak, burada diğer kaynaklarda anlatılamayan olayları size aktaracağım.
Şimdi gelelim Bastard!!‘ın Netflix’te yayınlanan anime serisine. Animedeki birçok karakter ve yer ismi, metal müzik dünyasından esinlenilmiştir. İçinde Ozzy’den Guns N’ Roses’a kadar birçok yer, karakter ve büyü ismi, Heavy Metal kültüründen kişilerin adını taşımaktadır. Anime ilk oluşturulurken telif haklarından korkulduğu için bütün isimler değiştirilerek yayınlanmış. Ne demek istediğimi yazının ilerleyen bölümlerinde anlayacaksınız.
Anime, aslında basit bir anlatım tarzı sunuyor. Özellikle çizimleri oldukça iyi. Konu birdenbire ortadan başlıyor, tıpkı Star Wars serisinin ilk çekilen filminin dördüncü film olması gibi. Hikayemiz, savaşlarla yok olmaya yüz tutmuş dünyamızı kurtarmak adına bir grup bilim insanı, sihirbaz ve simyacının bir araya gelerek Anthrasax adında süper güçlü dişi bir iblisi yaratmalarıyla başlıyor. Tabi bu varlığı yaratmalarındaki amaç, tamamen onun gücünü kullanarak insanların savaşlarına son vermek ve dünyayı kurtarmak. Fakat beklenen olmuyor ve Anthrasax, insanlığın başına bela olup çıkıyor. Anthrasax, telepati yeteneğiyle diğer boyutlardaki iblisleri ve çeşitli belalı varlıkları çağırarak insanlığın ümüğünü sıkmaya başlıyor. İnsanlık neredeyse yok olacakken, birden ortaya “Ejderha Şövalyesi” adında bir varlık çıkıp onunla on gün boyunca savaşıyor ve sonunda onu yeniyor. Onu dört mühür kullanarak yerin derinliklerinde bir hapishaneye kapatıyor. Tabi ki insanlık uygarlığı neredeyse bu savaşlar sonucu yok oluyor. Bu yıkımdan sonra dünya, büyü ve efsanevi yaratıklarla dolu bir hale geliyor. Anime, bu olaylardan sonrasını anlatan bir yapım. Burada belirtmek isterim ki, anime bazı yerlerde +18 konulara yer vermekte ve birçok yerde soft hentai’ye kaymaktadır, haberiniz olsun.
Büyü ile dolu bu dünyada, animenin ana karakteri ise adını hepimiz için önemli biri olan ve kaybettiğimiz Death grubunun kurucusu Chuck Schuldiner’dan alan “Dark Schneider”dır. Dark Schneider, adı gibi karanlık, kimseyi önemsemeyen, gaddar ama mükemmel bir büyücüdür. Yıkımdan binlerce yıl sonra dünyada dolaşarak kendine müritler ve savaşçılar toplamaktadır. Nereden geldiği ve geçmişi bilinmemektedir. Kafasına dünyayı ele geçirmeyi takmıştır ve takipçileri Gök Gürültüsü İmparatoriçesi Arshes Nei, Buz Lordu Kall-Su, Yeraltı Dünyası’nın Karanlık Prensi Abigail ve Ninja Ustası Gara’yı yanına alarak dünyada ele geçiremedikleri tek krallık olan Metallicana’nın kapısına dayanırlar.
Metallicana krallığı ise adından da anlaşılacağı gibi hiç de boş değildir. Prens Lars’ın önderliğinde Büyük Rahip Geo Noto Soto, Kara Cadı Selene Tempest, Samuray Neals Schon Mifune ve eski korsan suikastçı Dana Meniketti, Dark Schneider’ı yenerler. Son anda Dark Schneider, reenkarnasyon büyüsüyle kendini bir bebeğin içine yerleştirir, ancak bu durum onun hapsolmasına neden olur. Dark’ın kendini yerleştirdiği bebek, rahip Geo Noto Soto tarafından bulunur ve yetiştirilmesi için kızı Tia Noto’ya emanet edilir. Bu durumdan kimsenin haberi yoktur.
Fakat gün gelir, insanlar yine rahat durmaz ve on beş yıl sonra Dark Schneider’ın takipçileri bir araya gelerek Anthrasax’ı bulunduğu hapishaneden kurtarıp dünyaya hakim olmak isterler. Ama bu sefer Dark Schneider’ın takipçilerinin elinde Anthrasax’ı kontrol edecek bir şey vardır. Metallicana krallığı yeniden saldırı altındadır. Karşısındaki büyük ordulara direnebilmenin tek yolu, Dark Schneider’ı geri getirmektir. Büyük Rahip Geo Noto Soto, kara büyücüyü kontrol edebilmek için bir yol bilmektedir: Bakire kızı Tia Noto, anahtardır. Dark’ın mühürlü kaldığı çocuk Lucien, bakire olan Tia Noto tarafından öpülürse serbest kalacak ve ona bağlı olarak istenileni yapacaktır. Sonunda Tia Noto, istemeye istemeye Lucien’i öper ve efsanevi büyücümüz hayata geri döner. Böylece hikayemiz başlar.
Grafik anlamında harika bir anime olan Bastard!!, bazı olaylar yaşanırken arka plandaki karakterlerin aşırı tepkiler vermesiyle sizi şaşırtabilir. Tıpkı Beyblade ya da Pokemon‘daki sahneler gibi. Karakterlerle pek özdeşleşemiyoruz; birçok şey havada kalıyor gibi hissettiriyor ama Heavy Metal göndermeleri, bu seriyi dengesiz ve sıra dışı yapmaya yetiyor. Zaten önemli olan eğlenmek. Bol miktarda erotizmi kullandığından bazı yerlerde kopmanız da mümkün. Sonuç olarak eğlenceli bir anime olmuş. Zamanınız varsa bir ara izlemenizi öneririm.
Zafer Ayaz