İnceleme: “Trivium- In The Court Of The Dragon”
5 Aralık 2021Bilimsel Çalışmaların Metal Müzikle İlgili Keşifleri!
20 Mart 2022Bu yıl metal dünyasındaki en şaşırtıcı olaylardan biri Cynic’in dördüncü albümü olan “Ascension Codes”u duyurması oldu. Basçı Sean Malone ve eski davulcu Sean Reinert’in üzücü ve zamansız ölümlerinden sonra çoğumuz yeni bir Cynic albümü görmeyi beklemiyorduk. Sanırım, bu trajik kayıplardan sonra Cynic adı altında üretilen yeni bir müziğin duygulardan ayrı tutulamayacağını ve gerçekten de kasvetli bir gölge yaratacağını varsaymak en mantıklı hareket olur. Ayrıca bazı hayranların, Reinert ve Malone’un içinde bulunmadığı yeni bir üretime karşı heyecanlanmaları da pek kolay olmayacaktır.
Cynic kuruluşundan bu yana geçen 30 sene içinde, ekstrem metal ve prog’da herkesçe bilinen bir statüye ulaşan ve 1993’te anıt değerindeki ilk albümleri “Focus” ile caz füzyon etkilerini death metale tanıtan bir grup. Aynı zamanda, Cynic’in çekirdek üyeleri Paul Masvidal ve Sean Reinert, Death’in Human albümünün kaydında ve tur döngüsünde de birkaç yıl geçirdiler. 2008’de çok övülen ikinci albümleri “Traced In Air” yayınlandığında, grup death metal köklerinin neredeyse terk etmişti. “Kindly Bent to Free Us” geldiğinde ise grup, metal temelinin çoğunu geride bıraktığını ve progresif rock eğilimlerini tamamen kucakladığını gösterdi. Yeni albüm “Ascension Codes” da, Masvidal’ın “Kindly Bent to Free Us” ile birlikte başlayan mistik yolculuğunun zirvesini taşıyor.
Bu muhtemelen grubun bugüne kadar yaptığı en ‘göklerden gelen’ albüm. Masvidal’ın yogi etkileri ve mistik yaşam tarzı düşünüldüğünde, Cynic takipçileri için bu hiç pek şaşırtıcı bir gelişme değil. Yukarıda dediğim gibi, 2014’teki “Kindly Bent to Free Us” da bu yöndeydi, ama “Ascension Codes” bu işi daha ileriye taşıdı. Sound olarak daha farklı olsa da, lirik temalar olan ışık, iç gözlem, maneviyat, vs. yönler düşünüldüğünde iki albüm gerçekten oldukça benzer.data:image/gif;base64,R0lGODlhAQABAAAAACH5BAEKAAEALAAAAAABAAEAAAICTAEAOw==
Yaşanan kayıplardan sonra, “Ascension Codes“un yapımında Reinert’in yerine gruba tur davulcusu olarak katılan Matt Lynch (Trioscapes, Intronaut) geliyor. Matt Lynch, kendine özgü caz-metal davul vuruşlarıyla albüm boyunca başarısını sergiliyor. Neredeyse her şarkıda takdir edilesi bir sound vermeyi başarıyor. Malone’un yerini doldurmak için ise bas bölümleri klavyeci Dave Mackay tarafından synthesizer ile çalınıyor. Malone’u bir basçı ile değiştirmemek ve boşlukları doldurmak için synthesizer kullanmayı seçmek, Masvidal’ın Malone’a karşı büyük bir hatıra ve saygı büyüttüğünü de gösteriyor.
Progresif rock, caz füzyon, ambient ve post rock dokunuşunu bir araya getiren albüm, her zamanki gibi fütürist bir Cynic eseri. 30-40 saniyelik ara geçişler ile birlikte toplam 18 parçaya sahip olan “Ascension Codes” 49 dakika sürüyor. Hemen hemen her şarkıdan önce kodlanmış başlıklarla yer alan bağlayıcıların, ilgi çekici olsa da albümün ivmesini düşürdüğünü düşünüyorum. Albüm bir bütün olarak dinlenildiğinde yaratılmaya çalışan göksel atmosferi destekliyorlar ama yine de büyük bir şey vadetmiyorlar. Bunlar çıkarıldığında elde kalan 9 şarkı ise büyük ölçüde melodik vocoder vokaller, caz füzyon ve elektronika içeriyor. Bunun yanında ezoterik, psikedelik ve kozmik bir birleşim. Adeta başka bir evrenden gönderilen sesler gibiler.
Masvidal’in bireysel kariyerinde işbirliklerini sevdiğini bildiğim için bu albümde de bir konuk müzisyen olur diye düşünmüştüm. Albümün açılış parçası “The Winged Ones”ta Plini’nin konuk alındığı gördüm. Bu kimi için ilgi çekici olurken kimi için olmayabilir, Plini’yi seviyor olsam da bu çalışmaya çok yükselmedim.
Masvidal’in robotik sesini ilk duyduğumuz parça “Elements and Their Inhabitants” oluyor. Metal olarak değerlendirmek tam olarak doğru olmasa da, bazı partlarda daha ağır gitarlar kullanılıyor. Bunun hemen üzerine, sıra albümün çıkış parçası olan “Mythical Serpents”e geliyor ve bu şarkı girişindeki growl vokal ile büyük bir heyecan yaratıyor. Devamında da böyle sürprizler olacağını sansak da albümün kalanı clean ve vocoder vokaller ile devam ediyor. “Mythical Serpents” ise albümün duygu yoğunluğu yüksek olan şarkılarından biri. Bu şarkıyı dinlerken albüm her ne kadar beklentimden çok farklı da olsa, hala beni heyecanlandıran bir Cynic olduğunu hissediyorum.
“DNA Activation Template” melodisiyle albüme epik bir katılım sağlama potansiyelini, yarısından fazlasını kodlarda duyduğumuz ambient-vocal ikilisine ayırarak yok ediyor. Parçanın sonu yaklaştığında, oraya kadar sadece bir boşluk dinlemiş olduğum için üzülüyorum. Bizim gibi ‘ses’ yerine ‘müzik’ duymak isteyen dinleyiciler için albümün böyle eksikleri var.
“Aurora” genel dinamiği ve elektronika backgroundu ile albümün ilgi çeken parçalarından biri. “Mythical Serpents”tan sonra en albümün en akılda kalıcı ve melodik parçası olduğunu düşünüyorum. Vokal melodileri ve elektronika etkileşimi ise Sigur Ros ve Radiohead karışımı bir denge yaratıyor. Bu da alternatif müzik severler için iyi bir özellik.
Sona yaklaşırken bizi karşılayan “In a Multiverse Where Atoms Sing” gerek davullar gerekse riffler açısından bir tık daha agresif. Ayrıca back vokallerde hala growl vokaller duyulmaya devam ediyor. Seasons of Mist Youtube kanalı üzerinden albümün ilk gösterimi yapılırken, kapanış olan “Diamond Light Body”e geldiğimde ise önceki dinlediklerimden hiç pişman olmadım. Progvari ritimler, elektronik unsurlar ve synth geçişler, ardından da doom-ambient atmosfer yaratan bir düşüş ile “Diamond Light Body” albümü zirveye taşıyarak sonlandırıyor.
Tüm albümü baştan sona dinlemek ve içselleştirmek gerçekten zor çünkü albümün merkezine ulaşana kadar birçok katman aşmak gerekiyor. Albümü oluşturan “kodlar” Masvidal’ın özel ilgisi dahilinde eklenmiş olsa da, dinleyici için vakit kaybı sayılacak detaylar olarak kalıyor. Tüm bu dezavantajlara rağmen, Mackay ve Lynch’in de katkılarıyla tekrar Cynic dinleyebiliyor olmak heyecan verici. Eğer bu Cynic için bir vedaysa, sanıyorum ki daha karakteristik ve özel bir veda hazırlanamazdı. “Mythical Serpents” ve “Diamond Light Body” naçizane önerimdir. Sean’ların ruhuna gitsin!