
Artırılmış Gerçeklik Müzik Endüstrisine Nasıl Entegre Edilebilinir?
26 Kasım 2024
Surge Türkiye İle Yılın En İyileri!
1 Aralık 2024Enforced, crossover thrash sahnesinin enerjik ve yenilikçi temsilcilerinden biri olarak dikkat çekiyor.
Günümüz crossover thrash camiasında başı çeken gruplardan biri şüphesiz Enforced. 2017 yılında dağılmış hardcore punk gruplarından gelen karma bir kadroyla kurulan Enforced iki demo yayınladıktan sonra 2019’da ilk uzun metraj albümleri “At the Walls” ile bu scene’de kısa sürede kazancakları saygınlığın ilk sinyallerini vererek piyasaya giriş yaptı. Tarz olarak crossover türünün thrash ve punk elementlerini doğal olarak bulundururken death metal’i de harmanına katmaktan geri durmayan grup, dinlerken hem Slayer hem de Bolt Thrower etkilerini rahatlıkla duyarken kendinize acaba Power Trip başka bir isimle mi devam ediyor diye de sorduracak bir müzikal konumda duruyor. Konusu açılmışken, Power Trip’in Metal Archives’da Enforced’un en fazla yakınsadığı grup olduğunu da belirtmek gerekiyor. Bu noktada Metal Archives’a son derece katılıyorum, zira Riley Gale’in ölümü sonrasında Power Trip’in dağılmasıyla beraber Enforced’un meşaleyi taşıyacak gruplardan biri olacağına inanıyordum ve beni hayal kırıklığına uğratmadılar. Öyle ki 2023 yılında çıkardıkları ve gönlümde taht kuran albümleri War Remains’i de tanıdıklarımla paylaşırken death metal soslu Power Trip olarak tarif ediyordum. War Remains ile çıtayı çok yükseğe çıkaran grubun devamı nasıl getireceği ise yazımın konusu. Umarım bu yazı vesilesiyle Enforced’u daha fazla tanıma fırsatı bulursunuz.
25 Ekim’de yeni EP’leri A Leap Into the Dark’ı Century Media Records etiketiyle çıkaran Enforced, 7 yıllık grup tarihinin de ilk EP’sine imza atmış oldu. Grup aynı zamanda bu yıl ilginç bir şekilde içerisinde kurucu üyelerden gitarist Zach Monahan’ın gruptan ayrılışına da tanıklık etti. Açıklanmayan sebeplerle gruptan ayrılan Monahan’ın yerini Blood Ritual ve Blazing Tomb gruplarından tanınan Josh “The Mosh” Welteroth aldı. Bu değişikliğe rağmen Welteroth EP kadrosunda bulunmuyor. EP kadrosunda gitarlarda Zach Monahan ile beraber Will Wagstaff, vokalde Knox Colby, basta Ethan Gensurowsky ve davulda Alex Bishop bulunuyor.
Üç yeni parça ile başlayan, bir eski parça remaster’ı ile devam eden ve iki cover ile kapanan EP, yeni parçalardan Betting on the End ile start veriyor. Oldukça agresif bir çıplak gitar riffi ile açılan parça, davulla beraber son derece mosh tetikleyici ve ölümcül bir parçaya dönüşerek Enforced’ın niyetinin yine ortalığı dağıtmak olduğunu baştan gösteriyor. Bir Enforced işinden beklenecek ve hayal kırıklığına uğratmayan bir açılış enerjisiyle karşı karşıya kalırken Enforced’un bu EP’de yaptığı sound değişikliklerine de tanık oluyoruz. Son albümleri War Remains daha çiğ ve testere gibi bir gitar tonuna sahipken A Leap Into the Dark’da gitarların daha rafine ve cilalanmış olduğunu görüyoruz. Açıkçası War Remains sound’unu daha fazla beğenmekle beraber bu EP’deki gitar tonuna da pek bir itirazım yok, diğer enstrümanların ve vokalin mix’te nispeten daha fazla duyulmasını sağlayan bir tercih olmuş diyebiliriz. Bunun dışında şarkı lirikal olarak ilginç bir şekilde ilk iki dörtlükte bir siyaset metaforuyla başlayıp sonrasında şarkı isminde belirttiği gibi hastalıklı bir kumar psikolojisi temasına bağlanıyor.
“The cards are drawn
The dice is cast
All nations gathered around
To place their bets
Cross their fingers
Pull the lever
Spin the wheel
We’re all gonna die together”
Betting on the End ile ısındıktan sonra EP ile aynı ismi taşıyan A Leap into the Dark parçasına geçiyoruz. EP’de coverladıkları gruplardan biri olan Obituary tadında, orta tempo bir old school death metal introsu ile başlayan parça sonrasında double kick davulların desteğiyle yükselmeye başlıyor ve bir anda introya geri dönülerek aynı riffle verse’e geçiyor. İnişli çıkışlı bu parçada ilk verse sonunda gelen hızlı gallop gitar riffi parçanın bir Enforced parçası olduğunu hatırlatmak üzere devreye giriyor ve şarkının uçuşunu başlatarak bizi yine bir Enforced fırtınasının içine alıyor. Parçanın lirikal anlamda temasının dengesiz insan psikolojisi olması şarkının bu inişli çıkışlı yapısını açıklıyor olabilir. Zira Enforced insan psikolojisi temasını da sık sık kullanıyor. Önceki albümleri War Remains’de bunu savaş psikolojisi ile birleştirip çok görkemli bir iş ortaya çıkarmışlardı. Sözlere önem veren birisi olarak War Remains’deki “God above, men below, olive branches build the arrows” gibi mısralar çok hoşuma gitmişti. A Leap Into the Dark EP’sinde genel olarak böyle bir lirikal şölenden söz edemeyeceğim maalesef. Enforced’un bu sefer yaygın olarak kullanılan ve janranın genlerinde bulunan ölüm, korku ve bunalım gibi alışık olduğumuz temalarda daha ortalama sözler yazmış olduğunu söyleyebilirim. Öte yandan parçaya dönersek parçanın beste yapısı sayesinde vokal olarak Knox Colby’nin en fazla parladığı şarkı olduğunu belirtebiliriz. Yazımın başında belirttiğim gibi Enforced’un özellikle vokal olarak Power Trip’i andırdığını gözlemleyebiliyoruz ancak Riley Gale’in yanı sıra Knox Colby’nin büyük bir Max Cavalera fanı olduğunu biliyoruz ve vokal tarzı olarak ondan fazlasıyla etkilendiğini söylemek mümkün.
Title track sonrasında Deafening Heartbeats ile kendimizi tam bir crossover cehenneminin ortasında buluyoruz. Crossover thrash denince benim aklama ilk gelen şey gitarların slidelarla bezenmiş, tekrarlanan power chord’lar çalması oluyor ve bu parça da direk böyle açılıyor. Adeta janrayı özetleyen bir riffle açılan parça Knox Colby’nin agresif vokallerini destekleyen korku ve gerilim dolu sözleriyle etkisi altına alıyor. Parça aynı zamanda bir sonraki parça Casket ile birlikte Slayer etkisini en fazla duyabildiğimiz parça. Riffler bakımından erken Slayer’ı oldukça andıran bir gitar çalımıyla şarkıya ekstra lezzet katılırken şarkının kısa solosunda da Jeff Hanneman’a ufak bir selam çakılmış gibi. Solo sonrası gelen melodik gitar kısmı ve orta tempo bridge kısmı ile de bu crossover fırtınasının sonuna farklı bir imza atılmış. Dinlemeden geçilmemesi gerektiğini düşünüyorum.
Deafening Heartbeat sonrasında bir eski parça remaster’ı olan Casket’a sıra geliyor. Parça aslında 2023 yılında War Remains sonrası bir single olarak yayınlanmıştı. Şarkıyı beğenmekle beraber prodüksiyonunu War Remains seviyesinde bulmadığım için tam olarak beklentilerimi karşılamamıştı ama şikayet de etmemiştim. Casket bu sefer A Leap into the Dark prodüksiyonu ile biraz daha toparlanmış diyebilirim. Şarkı zaten bolca Slayer etkili, psikopat bir ana riffe sahip sağlam, temposu hiç düşmeyen bir parça. Bu EP vesilesiyle de tekrar dinlenmeyi kesinlikle hakediyor.
Orijinal parçalar sonrası sıra EP’nin son iki parçasına yani cover seçimlerine geliyor. Beslendikleri farklı müzik janraları ve metal alt türleri olduğunu bildiğimiz Enforced cover olarak ilk seçimini Obituary’den yana kullanmış. Old school death metalin incil niteliğindeki albümlerinden olan Slowly We Rot’dan Deadly Intentions ile karşımıza çıkan grup, parçada kendi agresif tarzıyla Obituary’nin çiğliğini çok iyi harmanlamış. Knox Colby vokal olarak John Tardy’i minimum seviyede taklit etmeye çalışmış ve şarkıya kendi karakterini oldukça iyi yansıtmış. Gitarlar ise Obituary’nin çaldığı akort düzeninden yarım ton düşük ve bu da şarkıya daha karanlık bir karakter katmış. Gitar tonu olarak ise bu cover’a özel biraz daha tabiri caizse hayvani bir ton oluşturulmuş ve ortaya oldukça heybetli bir sonuç çıkmış.
EP’yi kapatan parça ise seksenlerin İngiliz hardcore punk gruplarından olan English Dogs’dan The Chase Is On. Şarkıyı bu versiyonunu duymadan önce dinlememiştim. Bu versiyonunu dinledikten sonra şarkının orijinalini hemen açıp dinledim ve “vay be zamanında nasıl işler yapılmış” gibi bir tepki verdim. Geniş bir punk kültürüm olmadığı için English Dogs’u daha önce dinlememiştim. Ancak coverlar ilgili sevdiğim nokta tam olarak da bu. Bence bir cover kişiye bilmediği bir grubu tanıtıp ilgi uyandırıyorsa çok daha özel bir başarıya ulaşmış oluyor. The Chase Is On da bu bakımdan benim için amacına ulaşmış bir cover oldu. Parçanın bestesi ve gitar işçiliği bir punk şarkısı için (punkseverler alınmasın) gerçekten muazzam. Tabii seksenlerin eski teknolojisi ve punk ruhunun yansımasıyla parça o zaman iyi kaydedilmemiş ancak Enforced versiyonu ile şarkının kalitesine yakışır bir sound ortaya çıkmış. The Chase Is On benim için EP’nin en sürprizli kısmı ve EP’yi bitirirken damağımda farklı ama çok da güzel bir tat bırakıyor.
Yazının sonuna gelirken birkaç parçalık EP için bu kadar dırdıra gerek var mıydı diye soru işaretleri oluştuğunu hisseder gibiyim ancak Enforced’un popülaritesi diğer metal alt türlerine göre çok daha düşük olan crossover thrash aleminde anlatılması gereken bir grup olduğunu düşünüyorum. A Leap Into the Dark bugüne kadarki en yüksek kalibre işleri olmasa da Enforced’un tarzını ve niyetini iyi anlatan, gruptan gelecekte neler bekleyebileceğimize dair güzel işaretler veren bir EP olduğunu düşünüyorum. Umarım bu yazıyı okuyan sizler de Enforced hakkında bir nebze meraklanıp onların yapmaktan hiç vazgeçmediği bu dehşet müziğe kapılabilirsiniz.