
Röportaj: Bahadır Uludağlar
14 Kasım 2024
İnceleme: “Rhapsody of Fire – Challenge The Wind”
23 Kasım 2024Linkin Park, yıllar sonra yepyeni bir albüm ve yeni vokalleri Emily Armstrong ile geri döndü!
Nihayet beklediğimiz an geldi ve yıllar sonra gerçek anlamda bir Linkin Park albümüyle karşı karşıyayız. Sosyal medyadan paylaştıkları geri sayım ile grubun ne ortaya çıkaracağı konusunda spekülasyonlar yapılmaya başlanmıştı. Yeni bir vokal miydi? Yeni bir şarkı ya da konser mi? Bu soruların cevabı yankılanan bir evet! Chester Bennington’ın intiharından yedi yıl kadar sonra ilk canlı gösterilerini yapmışlardı ve bu konserde albümün ilk single’ı olan “The Emptiness Machine” ile yeni vokalleri Emily Armstrong’u hayranlarına tanıtmışlardı.

Açıkçası konser videosunu izlerken ki heyecanım tavan yapmış durumdaydı. İlk başta sahnede yeni bir vokal görmüyorduk, Mike şarkıyı söylüyordu. Ama sonra Emily’nin bölümü gelmişti. “Going around like a revolver” diyerek sahneye girişiyle anlıyordunuz ki yeni bir Linkin Park serüveni başlamıştı.
Emily kesinlikle güçlü bir ses ama tabii ki eleştiriler kaçınılmazdı. Chester’dan sonra kim gelirse gelsin kabul etmeyen bir kitle daima olacaktı. Chester’ın mirasına sahip çıkılmasını düşünenler, Chester’la birlikte Linkin Park’ın da öldüğünü ve artık devam etmemesi gerektiğini söyleyenler vb… Onaylamasam da insanların neden böyle düşündüğünü tabii ki anlıyorum. Chester sadece iyi bir ses değil, müzik dünyasında güçlü bir karakterdi de. Ve hayranlar bu denli sevdikleri bir insan için gerçekten acımasız olabiliyorlar. Chester’ın sesi, tüm bu harika müziğin DNA’sına yerleşmiş durumda. Grubu onsuz sürdürmek, onu değiştirmekle ilgili değil, ilerlemek ve yeni bir bölüm yazarken mirasına ve grubuna saygı göstermekle ilgili.
Linkin Park hakkında uzun uzadıya konuşmak istiyorum ama bu yazının konusu 15 Kasım 2024 tarihinde çıkmış olan sekizinci stüdyo albümleri “From Zero”. Bu albüm için daha farklı bir isim kesinlikle düşünülemezdi. Önlerinde taze bir vokalle başlayacakları yeni bir serüven var. Grubun ilk günlerindeki adı olan “Xero”ya da bir selam çaktıkları aşikar.
Albüme de ismini veren “From Zero”(Intro) ile bizleri yeni dünyalarından içeri davet ediyorlar.
Ve albümün ilk single’ı olan “The Emptiness Machine”. İlk single olması yerinde bir karar olmuş. Emily Armstrong’un neler yapabileceğine ilk bakışımız bu şarkıyla oluyor. Vokal aralığını ve Chester’ın mirasını taşımaya layık yeteneklerini, dinleyiciye ustalıkla gösteriyor. Şarkı bana Linkin Park’ın 2012’de çıkan “Living Things” albümündenmiş hissi verdi. Nu-metal değil de daha çok alternatif rock. “Castle of Glass” gibi ya da daha eskilere gidecek olursak “Faint” gibi imza sesler bu şarkıda hissedilebiliyor. Akılda kalıcı ve tekrar tekrar dinlemek isteyeceğiniz bir nakarata sahip. Emily ile birlikte “I let you cut me open, just to watch me bleed” diye bağırmamak elde değil. “The Emptiness Machine” güçlü, enerjik ve bu kadar uzun zaman sonra grubun hayranlarını tekrar ağırlamanın harika bir yolu.
“Cut The Bridge” dümende Emily ile Linkin Park için cesur yeni bir yöne işaret eden heyecan verici bir parça. Şarkı Linkin Park’ın rock’ı elektronik unsurlarla harmanlama konusundaki uzmanlığını sergiliyor.
Ve albümün ikinci single parçası “Heavy Is the Crown”. Şarkıda grubun imza davulları ve synth ağırlıklı prodüksiyon, Mike Shinoda’nın rap yapabilmesi için sağlam temel oluşturuyor. Emily’nin vokalleri ise grup içinde iyi harmanlanmış durumda. Mike ile Emily’nin karşıt stilleri şarkıda iyi bir dinamik yakalamış. Şarkı ayrıca bu seneki League of Legends Dünya Şampiyonası’nın da müziği oldu. Grup, League of Legends tarzında animasyonlu bir müzik videosu üretmek için Riot Games ile işbirliği yaptı.
Bir diğer albümden önce yayınlanmış single olan “Over Each Other”a geçiyoruz. Bu sefer baştan sona vokallerini Emily’nin üstlendiği bir şarkı var karşımızda. Emily’nin güçlü sesi kademeli bir şekilde yükselirken nakarat ham duygularla patlıyor. Grubun karakteristik sert şarkılarını arayan hayranları tatmin etmese de, sanatçı olarak gelişimlerini sergiledikleri, duygusal olarak yankılanan bir parça.
Albümün hardcore-punk tempolu şarkısı “Casualty”. Şarkının dizginsiz, saldırgan dinamik yapısı, albümde güçlü bir vurgu olarak sahneye çıkıyor. Emily’nin vahşi çığlıklarıyla güçlendirilen şarkı Linkin Park’ın ilk dönemlerindeki ham enerjisine geri dönüyor. Parça, katartik bir dinleme deneyimi vaat ediyor. Ayrıca Mike’ın da şimdiye kadar alışık olduğumuz rap kısımlarından çok, daha metale yakın vokalleri dikkat çekiyor.
Sırada bence albümün en deneysel parçası olan “Overflow”. Şarkı synth piyano ve neredeyse fısıldayan vokallerle ürkütücü bir atmosferde başlıyor. Linkin Park’ın çok yönlü bir grup olduğu zaten bilinir bir şey. Yeri geldiğinde sert müzik, yeri geldiğinde bu şarkıda olduğu gibi daha içe dönük müzik yapmak konusunda kendilerini kanıtlamış bir grup. Baştan sona sinematik bir ses manzarasına ve duygusal derinliğe sahip olan şarkı, albümde kesinlikle öne çıkıyor.
Hemen elime bas gitarımı alıp eşlik etme isteği uyandıran ve albümden önce en son yayınlanan dördüncü single “Two Faced”. Parça tam bir 2000’ler Linkin Park’ı. Albümde “The Emptiness Machine” ile birlikte en sevdiğim şarkı. Artık hangisini en çok sevdiğimi zaman gösterecek. Şarkı açıldığı gibi sizi yakalayan bir riff ile başlıyor. Kolayca aklınızda kalacak enfes bir nakarata da sahip. Şarkı için “Two Step Closer” desek yeridir.
Albümde dokuzuncu sırada yerini alan şarkı “Stained”. Grubun müzikal becerilerini, müzik yaratma yeteneklerini sergiledikleri karmaşık bir parça. Şarkının prodüksiyonu, genel etkiyi artıran zengin ve katmanlı bir ses deneyimi ile birinci sınıf.
Albümün onuncu sırasındaki on numara parça “IGYEIH”. Öncelikle nedir bu “IGYEIH” diyecek olursak, şarkının başında Emily’nin enfes vokaliyle kafamıza vura vura söylediği “I Gave You Everything I Have”in kısaltılmışı. Parçanın mesajını, özünü mükemmel bir şekilde özetliyor. Şarkının temposu düzensiz gidiyor. Baştan hızlı bir hava vaat ederken sürekli öyle gitmiyor. Şarkı hayatında en az bir kez toksik bir ilişkide bulunan kişiler için duygusal ağırlığı bulunan bir parça.
Albümün kapanışını “Good Things Go” ile yapıyoruz. Albümün geneline bakacak olursak, duygusal ağırlığı yoğun olan bir albüm için, dokunaklı bir son diyebiliriz. Şarkı, sözlerine bakacak olursak, genel bir pişmanlık teması ve hayatın en iyi kısımlarını kaybetmenin kaçınılmaz gerçekliği ile boğuşuyor. Şarkı albümdeki diğer şarkıların yer yer ulaştığı agresiflik zirvelerine asla ulaşmıyor. Belli bir limitte kalıyor. Bu da şarkının mesajına daha çok odaklanmamızı sağlıyor.
“From Zero” grup için yeni bir dönemin başlangıcı. Ama grup bu yeni döneme girerken, asla geçmişini inkar etmiyor. Geçmişi inkar etmeden, yeni ve güncel görünmeyi başarmak takdir edilesi.
Mike Shinoda’nın scoutluk yeteneğini de es geçmemek lazım. “Dead Sara” grubunu önceden dinlememiştim. Emily Armstrong’u benim gibi önceden bilmeyenlere tanıttığı için teşekkürlerimi iletiyorum. Chester’ın mirasını çok güzel bir şekilde sırtlayıp, Linkin Park için kendi bölümünü yazacağından şüphem yok.
Gruba tekrar hoş geldiniz diyerek yazımı sonlandırıyorum.
Ve Chester, merak etme, grup emin ellerde.