İnceleme: “Terrifier – Trample The Weak, Devour The Dead”
10 Ağustos 2023Full Force 2023
6 Eylül 2023“Her birimizin iki farklı mizacı var. Eğer insanın içindeki bu ilkel ikilik, iyi ve kötü, farklı kişiliklerde barındırılabilseydi, hayatın katlanılmazlığından kurtulabilirdik. Bu iki uç noktadaki yönlerimizin çatışması, insanoğlunun en büyük lanetidir.”
Robert Louis Stevenson’ın meşhur romanından uyarlanan Jekyll ve Hyde müzikaline giderken, klasik bir hikâyenin popüler hayata uyarlanmış, sıradan bir versiyonu ile karşılaşacağımı düşünüyordum. Açıkçası Spotify ve Youtube’dan dinlediğim, izlediğim versiyonlar benim için vurucu olmaktan uzak ve tekdüze gözükmüştü. Türkçe çevirilerin de genellikle doğallıktan uzak ve dikkat dağıtıcı olduğunu düşünmem de cabasıydı. Fakat Hayko Cepkin’nin albümlerinde aşkı, korkuyu ve ölümü ele alış biçimleri, temiz, nameli seslerden, brutal, scream vokallere ulaşan, eşsiz ses tekniğini kafamda Jekyll ve Hyde karakterleri ile bütünleştirebilmiş ve ez azından Hayko Cepkin’in varlığı ile iyi bir performans izleyebileceğim düşüncesini dinç tutabilmiştim. Sahneyi ilk gördüğümde umduğumdan fazlasını bulacağım hissinin içime yerleşmesi, tema müziğinin muhteşem bir orkestrasyon ile karanlık sahnede, karanlığın sakinliğine bir gedik açarcasına tırmanmaya başlaması ve Hayko Cepkin’in, “sakin kalma” çabası içerisinde giriş cümlesine başlaması, yaklaşık 3 saatlik gösterinin ilk saniyelerine denk geliyordu. “Her birimizin iki farklı mizacı var…”
İlk dakikalarda insanı içine alan muhteşem görsel ve işitsel şov; danslar, harika çeviri ve düzenlemeler ile birlikte uzun yıllar boyunca unutulmayacak bir performansa dönüşüyor ve gösteriye giderken hissettiğim “istediğimi alamayacağım korkusu” yerini “daha fazlasını alabileceğim heyecanı”na bırakıyordu. Doktor Jekyll’ın heyecanlı ve kararlı kişiliği, çevresindeki karakterlerin tek tek, abartılmadan ve uzatılmadan hikâyeye oturtuluşu ve müziklerin adım adım tırmanarak hikâyeyi sarışı gösterinin temellerini oluştururken, Jekyll’ın iyi ile kötüyü birbirinden ayırıp, kötüyü yok etme isteği zihnimizi ve gerçeklik sınırlarımızı zorlamaya başlıyordu. Hikâyenin tırmanıp, Bay Hyde’ın doğduğu o noktada izlediğimiz müzikal gösteri tarz değiştirip, Hayko Cepkin’in brütal vokallerinin, yerinde efekt ve ışık kullanımın etkisi ile bir rock şölenine dönüşüyordu. Doktor Jekyll’ın içinde gizli kalan öfkenin bir anda Bay Hyde’ın konuştuğu ses haline gelmesi, rock’n roll’dan heavy metale uzanan yolda, seslerin gün geçtikçe sertleşmesinin, öfkenin ve acının vurgulanması adına hızın ve tonun yükselmesinin nedenlerini bir kere daha düşündürüyor ve gerçekten “her birimizin iki farklı mizacı mı var” diye tekrar sorgulatıyordu. Led Zeppelin 1971’de alaycı vokallerden akapellaya uzanan vokaller ve akustikten elektroya uzanan gitarlar eşliğinde, cennete giden bir merdiven satın alan kadının hikayesini anlatıp (Stairway to Heaven), rock ve metal müziğin temellerini atarken, 1979 yılında AC/DC’nin scream vokaller ve sert, vurgulu gitar riffleri eşliğinde cehenneme giden otobanın kapılarını açması (Highway to Hell), içimizdeki farklı mizaçların açığa çıkması olarak yorumlanabilir miydi? Rock müziğin evriminde, iyi ve kötü, gece ve gündüz gibi antagonizmaların varlığını birbirinden ayrı düşünmek mümkün değilse, Jekyll ve Hyde’ın aynı bedene sahip olmaları da, aynı aşk acısını, aynı özlemi farklı hiddetlerde anlatmaları da bir o kadar doğaldı.
Yaklaşmakta olan bir Soen konseri varken, olağanüstü bir performansla sergilenen Jekyll ve Hyde müzikalinden kafam karışık ayrıldım. Jekyll’ın, Hyde ‘dan kurtulmaya çalışmasını insani olarak anlayışla karşılayabilecekken, müzikal açıdan bunu hiç istemedim ve adaletsiz buldum. Önümüzdeki Soen konserini izleyip, Antagonist şarkısı hakkında yazmayı planlarken, içimdeki doktora Imperial albümündeki versiyonun mu, Atlantis albümündeki versiyonun mu iyi geleceğini bulamadım. Metal ve orkestral yorumları ayırmamaya karar verip, Atlantis konserine Imperial albümünü dinleyerek gitmeye karar verdim. Henüz Jekyll ve Hyde’ın etkisi altındayken belki de ruhumu ehlileştirmeyi bir sonraki konsere bırakabilirim.