Hellfest 2024
27 Temmuz 2024Konser İncelemesi: Rock Off 2024
31 Temmuz 202424/07/2024 Bonus Parkorman
Klasikleşmiş, hatta daha keskin yaklaşımla efsaneleşmiş rock, metal müzisyenlerini canlı dinlemeyi her zaman riskli bulmuşumdur. Nasıl ki ilerleyen yaşlarına rağmen sahnede olan müzisyenlerden üstün ses, performans, sahne şovu beklentilerimiz varsa, seyircinin de yeterli motivasyonun doğmasını sağlamak, coşkusu, şarkı bilgisi ile müzisyen ya da müzisyenleri tamamlamak gibi bir sorumluluğu mevcuttur. İşte temel olarak riskin doğduğu nokta burada başlamaktadır. Bazen grubun enerjisi veteran seyirci kitlesi karşısında yeterli coşkuyu bulamazken, bazen de efsaneleri canlı izlemeye gelen genç kitlenin şarkı performansı düşük kalabilir ve grup ile seyirci uyumsuzluğu konserin oldukça düşük profilde ilerlemesine neden olabilir. Tabi günümüzde ‘’Bu metal konserlerinin bileti yok satıyor, ben de modaya uyayım’’ diye düşünen bir tayfa da doğdu. Bu kitlenin konserleri olumlu ya da olumsuz etkileyeceğini düşünmüyorum ama varlıklarını hissediyorum açıkçası…
2024’ün yaklaşmasıyla birlikte aldığımız konser haberleri, üst üste açıklanan isimler ve dakikalar içinde tükenen konser biletleri, yaklaşan Scorpions, Megadeth, Bruce Dickinson, Judas Priest konserleri nedeni ile artan heyecan yanında hepimizi kaplayan performans merakı, havaların ısınması ve konser zamanlarının gelmesi ile birlikte tavana ulaştı. Grupların 40 yılı aşan performans kariyerleri, ülkemize sadece dedeler geliyor dedikoduları yanında rock ve metal tarihinin yazılmasına neden olan bu isimlerin arasında tarihi sadece yazmakla kalmayıp, bir türün yaratılması, gelişmesi, birçok metal grubunun ilham kaynağı olması ile Metal Tanrıları lakabını alan Judas Priest’ ın bulunması benim için ayrı heyecan ve merak yaratmıştı.
Başta Metallica üyeleri olmak üzere tüm büyük grupların heavy metal’in atası ve ilham kaynağı olarak bahsettiği konuşmalar, konserlerinde en ön saflarda yer almaları ve ilerleyen yaşlarına rağmen yayınladıkları, zıpkın gibi, Invincible Sield albümleri derken konser günü gelmişti. İlk dakikalarda tükenen biletlere, konsere günler, haftalar kala yayınlanan sold out haberlerine yeni yeni alışırken, Judas Priest konseri için hakim olan sessizlik beni oldukça korkutmuştu. Unutulmuş muydu, yeterince önemsenmemiş olabilir miydi? Konsere tanrıların hizmetinde kalan birkaç ihtiyar ve atalara saygıyı unutmayan bir avuç genç mi gelecekti sadece?
Merakım öğle saatlerinde Parkorman kapısına doluşmaya başlayan kalabalığı görünce yerini tekrar coşkuya bıraktı. Konser saati yaklaşırken alanı dolduran her yaştan insanın heyecanı, yapılan tezahüratlar derken saat 21.20 de sahneye fırlayan Metal tanrıları İstanbul’u yakarken her yaştan seyirci, coşkusuyla ve şarkı bilgisiyle ateşi körüklüyordu. 73 yaşındaki Rob Halford sahnede sesini ve tecrübesini her şeyi ile ortaya koyarken, grup 50 yılın üzerindeki performans yıllarının hakkını veriyor, Richie sahnede grubun en genç elemanı olmasının dinamizmi ile seyirciyi daha da coştururken Judas Priest, hem İstanbul hem de konserlerin yılı olan 2024 için unutulmaz bir geceye imza atıyordu. Roket gibi geçen 18 şarkılık konserde parçaları tek tek yorumlamaya kesinlikle ihtiyaç olmadığını düşünsem de 18 parçanın tamamında gerek sözlerle gerekse dansları ile eşlik eden seyirci bence geceyi Judas Priest içinde unutulmaz hale getirmiştir. Konseri Harley-Davidson motoru üzerinde tamamlayan Rob Halford, arkada ‘’Priest will be back ‘’ yazısı, yüzünde gülümseme ile ayrılan yaklaşık 10 bin kişi ve aklımızda tek düşünce: Metal asla ölmez…
Cenk Ergüden