
Röportaj: Sergi “Bobby” Verdeguer (PERSEFONE)
9 Ocak 2025
Konser İncelemesi: Persefone (2025, 6:45 Ankara)
29 Ocak 2025Selamlar. İstanbul’dan Persefone geçti. Grupla turneye çıkmış gibi hissettiğim, harika geçen 2 günden bildiriyorum.
Bazı konserler vardır, büyük prodüksiyonlar, sold-out tribünler, aylar öncesinden tükenen biletler… Persefone konseri bunlardan biri değildi. Ama inanın, çok daha kıymetliydi. Çünkü Persefone’nun Türkiye’de devasa bir fan kitlesi olduğunu söylemek pek mümkün değil. Tam da bu yüzden, biz orada olanlar için adeta bir VIP konseri kıvamında bir akşam oldu. Rahat rahat izledik, duyduk, hissettik. Koca bir salonda, aramızda mesafe olmadan müziğin içine daldık. Özel hissedilmesi gereken bir geceydi ve gerçekten de öyle oldu.
Açılışı Alkera yaptı. Daha önce de Symphony X ile sahne aldılar. Ama şahsen canlı olarak full performanslarını izleme fırsatım olmamıştı. Hatta yüzümdeki şaşkınlık-takdir ifadesi her yerden görülebilir bir haldeydi. Grup sahnede tam anlamıyla iki farklı ruhun birleşimi gibiydi: Onur Çobanoğlu klasik heavy metal ruhunu ve giyim tarzını koruyarak sahneye hükmederken, arkada daha modern, rafine bir müzik dönüyordu. Dream Theater ve Fates Warning sevenler için tanıdık bir hava yakalanmıştı. Öte yandan, Persefone ile janr anlamında tam oturuyorlar mı? Tartışılır. Ama ikisinin ruhu birleşince seyirci için gayet keyifli ve dengeli bir gece oldu.
Gelelim Persefone’a. Öncelikle, bas gitarist yoktu. Neden yoktu? Bilmiyorum, sormadım. Ama konser sonrası Instagram’dan beğeni atıyordu. Gelmemiş ama stalk modunda, helal olsun. Belki de gerçekten VIP bir konser olduğunu düşündü?
Vokal tarafında ise Daniel, Lingua Ignota Part 1 ile aramıza katıldı ve sahneye gayet yakıştı. Sadece sesiyle değil, sahne duruşuyla da ışıl ışıldı. Ne kulak tırmalayan ne de sahneyi domine etmek için kasan bir duruşu vardı.
Setlist konusunda da yüzümüz güldü. Açılışı Lingua Ignota’dan parçalarla yaptılar ve hepimizin beklediği One Word de setlistte yerini aldı. Bunun dışında eski albümlerden de parçalar çaldılar. Hatta Aathma ağırlıklı bir setlist olması benim için ekstra mutluluk kaynağı oldu. İstanbul’da da Ankara’da da Living Waves dinleyebilmek çok tatmin ediciydi.
Sahne enerjisinden bahsetmişken, grupların tavırları arasında da büyük farklar oluyor. Şimdi sahnede egosu tavana vuran grupları az çok biliyoruz, değil mi? Ama Persefone onlardan biri değil. Tam aksine, kendi merch standını bizzat kuran, kendi tişörtünü, albümünü satan, hayranlarla samimi şekilde sohbet eden bir grup vardı karşımızda.
Konserde ücretsiz bir şekilde dağıtılan 99 adet Kara Haber konser gazetesinden alan dinleyicilerin gazetelerini de imzaladılar. Erkan ve Ali Mert’in bu gazete formatı için eline sağlık (başka kimlerin emeği geçtiyse onların da). Bu gazetenin içinde benim de Persefone röportajım var. Bu yüzden insanların ellerinde imzalanmış konser gazetesi görmek benim için de çok güzel bir histi. Hem konser için hepimizin elinde fiziksel bir anı kalıyor, hem de fotoğraf çektirme/imzalama falan derken dinleyicinin grupla daha samimi ilişkiler kurma şansı artıyor. Malum, bu devirde her şey dijital ama bazı şeylerin kağıt üzerinde kalması hâlâ değerli.

Sonuç olarak? Müzikal olarak zaten çok üst düzey bir grup. Ama bir de bu kadar samimi, egosuz ve anı yaşayan bir topluluk olduklarını sahnede birebir görmek müziğin mesajını daha da güçlendirdi. Eğer sahnede spiritüel birlik mesajı veren bir grup üstünlük kompleksine girseydi asıl o zaman şaşırtıcı olurdu. Neyse ki içi dışı bir insanlarla doluydu o sahne.
Bir dahaki sefere daha büyük bir kitleye çalarlar mı? Belki. Ama bu gece bizim için özeldi ve öyle de kalacak.
Son olarak organizasyonda emeği geçen herkese de teşekkürlerimi iletiyorum. Ankara ayağının incelemesi için ise Barış’ın yazdığı sayfaya uçuruyorum sizleri.
1 Comment
[…] Persefone & Alkera İstanbul konserinin incelemesi için tıklayın. […]