
Inflator: Almanya’dan Yükselen Metal Dalgası
4 Mart 2025
Röportaj: Berkay Yavaş (OCULOS)
12 Mart 2025Metalcore, djentcore ve emo… Son yıllarda bu türlerin birbirine ne kadar yakın olduğu sıkça tartışılıyor. Lorna Shore, Slaughter to Prevail gibi grupların müzikal yapıları ve sahne duruşları, bir zamanların My Chemical Romance’ı, The Used’u veya Bring Me the Horizon’un ilk dönemleriyle benzerlik taşıyor mu? Yoksa bu sadece yüzeysel bir yanılgı mı? Gelin, hem müzikal hem de kültürel açıdan bu konuyu masaya yatıralım.
Metalcore, Djentcore ve Emo Arasındaki Müzikal Bağlantılar ve Farklılıklar
İlk bakışta, emo ve metalcore arasında bazı ortak noktalar göze çarpıyor. Scream ve clean vokalin dönüşümlü kullanımı, duygusal yoğunluğu yüksek melodiler ve agresif breakdown’lar, her iki akımda da sıkça karşımıza çıkıyor. Örneğin, Bring Me the Horizon’un Suicide Season albümü, metalcore’un emo sahnesine en yakın olduğu dönemlerden biri olarak görülebilir. Aynı şekilde, Bullet for My Valentine’ın The Poison albümü de melodik yapısıyla bu akıma göz kırpıyordu.
Ancak, işin teknik tarafına baktığımızda önemli farklar ortaya çıkıyor. Emo gruplarının müzikal altyapıları çoğunlukla punk kökenli ve nispeten basit akor ilerleyişlerine sahipken, metalcore ve djentcore’un yapı taşları çok daha teknik. Djentcore’un 7 ve 8 telli gitarlarla poliritmik riffler üzerine kurulu olduğunu düşünürsek, bir Silverstein veya Hawthorne Heights şarkısının, bir Periphery ya da Veil of Maya bestesiyle aynı dünyadan olduğunu söylemek pek mümkün değil. Slaughter to Prevail’in “Demolisher” parçasındaki çılgın brutal vokallerin, bir emo şarkısındaki duygusal scream ile aynı kefeye konması da oldukça zor.
Bir diğer ayrım noktası ise davul kullanımı. Emo ve post-hardcore gruplarında tempolar çoğunlukla punk etkili, basit ama enerji doluyken, metalcore ve djentcore davulları çok daha teknik ve karmaşık ritmik yapı üzerine kurulu. Özellikle deathcore’un blackened unsurlar eklenmiş hali olan Lorna Shore gibi gruplarda, blast beat’lerin ve senfonik öğelerin devreye girmesi, emo’nun müzik anlayışından fersah fersah uzaklaşıyor.
Kültürel ve Görsel Bağlantılar
Emo sahnesi, 2000’lerin başında sadece bir müzik türü değil, bir yaşam tarzıydı. Makyaj, perçemli saçlar, siyah ojeler, dramatik klipler ve duygusal sözler, bu kültürü şekillendiren ana unsurlardı. Bugün metalcore ve djentcore sahnesine baktığımızda, bu tarzın birebir devam ettiğini söylemek güç. Ancak, bazı grupların sahne şovlarında ve estetik anlayışlarında bu teatral yönü koruduğunu görmek mümkün.
Örneğin, Slaughter to Prevail’in maskeleri, Slipknot’tan miras gibi görünse de, sahne teatralitesi açısından eski emo gruplarının aşırı dramatik tarzına benziyor. Lorna Shore’un senfonik dokunuşlarla süslenmiş, neredeyse gotik atmosferi de benzer bir hissiyat yaratıyor. Özellikle Pain Remains gibi parçalar, müziğin sadece agresif değil, aynı zamanda trajik ve melankolik de olabileceğini kanıtlıyor ki, bu tam olarak emo kültürünün kalbinde yatan şeydi.
Ancak, bugünün metalcore ve deathcore sahnesi, emosyonel bir duruştan çok, saf agresiflik ve teknik mükemmeliyeti öne çıkarıyor. 2000’lerin emo grupları, hayranlarıyla duygusal bir bağ kurarken, Slaughter to Prevail veya Lorna Shore gibi gruplar, daha çok bir güç ve yıkım enerjisi yayıyor. Bu da, aralarındaki en büyük kültürel ayrımlardan biri.
Sonuç: Gerçekten Emo’nun Devamı mı?
Metalcore ve djentcore’un emo müzikle bazı ortak noktaları olduğu doğru, ancak bu akımların birebir emo’nun devamı olduğunu söylemek yanlış olur. Emo, daha çok punk kökenli, duygusal ve nispeten basit müzikal yapılara sahipken, metalcore ve djentcore teknik açıdan daha karmaşık, agresif ve sert bir evrime sahip.
Öte yandan, sahne şovları, görsel estetik ve şarkıların duygusal yapısı açısından bazı modern metal gruplarının emo’nun teatral ruhunu devam ettirdiği de açık. Günümüzün Lorna Shore’u veya Slaughter to Prevail’i, bir zamanların My Chemical Romance’i veya Bring Me the Horizon’un Suicide Season dönemi kadar kültürel etki yaratabilir mi? Bunu zaman gösterecek.
Ancak bir gerçek var ki, müzik türleri değişse bile alt kültürlerin yarattığı tutku ve tartışmalar her zaman devam edecek. Kim bilir, belki de bugünün metalcore ve djentcore sahnesi, gelecekte bir başka müzik akımının evrim geçirmiş hali olarak değerlendirilecek.
Enes Taştan
1 Comment
Muhteşem bir yazı olmuş 🔥