Müzik ve profesyonel güreş uzun yıllardır iç içe geçmiş iki dünya. Büyük arenalarda yankılanan sert riffler, güreşçilerin ringe giriş şarkıları ve şovların ihtişamına katkı sağlayan canlı performanslar, bu iki kültürün ne kadar sıkı bağlantılı olduğunu gösteriyor. Ancak bazı sanatçılar var ki, onlar sadece müziklerini güreş dünyasına taşımakla kalmadı, bizzat bu dünyanın içinde yer aldılar.

Cyndi Lauper ve Golden Era’da Şaşırtıcı Bir Güreş Macerası

Pop müziğin efsane isimlerinden Cyndi Lauper, 1980’lerin ortasında WWE’nin o dönemki en büyük hikâyelerinden biri olan Rock ‘n’ Wrestling Connection’ın en önemli figürlerinden biri oldu. Lauper, WWE Hall of Famer Captain Lou Albano ile iş birliği yaparak güreşi pop kültürüyle buluşturdu. WrestleMania 1’de Wendi Richter’in köşesinde yer aldı ve bu iş birliği, WWE’nin geniş kitlelere ulaşmasında büyük rol oynadı. Lauper, ilerleyen yıllarda da WWE’ye ara ara konuk olarak döndü ve güreş tarihindeki en önemli crossover isimlerden biri oldu.

Ozzy & Sharon Osbourne’un WWE’de Jüri Olması

Metal dünyasının karanlık prensi Ozzy Osbourne ve eşi Sharon Osbourne, WWE’de sadece konuk değil, aynı zamanda yetenek avcısı olarak da boy gösterdi. 2009 yılında düzenlenen WWE Raw’ın Got Talent segmentinde jüri koltuğuna oturarak eğlenceli anlara imza attılar. Ozzy daha önce de 1986 yılında WrestleMania 2’de British Bulldogs takımının yanında yer almış ve şovun bir parçası olmuştu.

Corey Taylor ve Baron Corbin Olayı

Slipknot’un efsane ismi Corey Taylor, sadece müziğiyle değil, doğrudan güreşin içinde yer alarak da adından söz ettirdi. 2015 yılında NXT Aftershock etkinliğinde ring kenarında oturan Taylor, dönemin yükselen yıldızlarından Baron Corbin’e bir tokat atarak maçın sonucunu etkiledi. Bu an, metal müzik ve güreşin ne kadar doğal bir uyum içinde olduğunun kanıtıydı.

Chris Jericho ve Fozzy ile AEW All In Sahnesi

Profesyonel güreşin en büyük isimlerinden biri olan Chris Jericho, aynı zamanda müzik dünyasında da büyük bir başarıya imza attı. Fozzy grubunun solisti olarak yıllardır sahnelerde boy gösteren Jericho, güreş ve müzik kariyerini aynı anda yürüttü. 2023 yılında düzenlenen AEW All In şovunda, Wembley Stadyumu’nda Fozzy ile canlı performans sergileyerek ringe giriş yaptı. Jericho’nun bu özel performansı, güreşin rock ve metal ile ne kadar iç içe olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.

Limp Bizkit ve The Undertaker’ın Efsanevi Giriş Müziği

2000’lerin başında WWE’de “Badass” Undertaker karakterini hatırlayanlar için Limp Bizkit vazgeçilmez bir isim. “Rollin’” parçası, The Undertaker’ın giriş müziği olarak kullanıldı ve Fred Durst’un sahnede canlı performans sergilemesi, WWE tarihine kazınan anlardan biri oldu. WrestleMania 19’da Limp Bizkit’in Undertaker için çaldığı bu şarkı, dönemin atmosferini tam anlamıyla yansıtan bir efsane hâline geldi.

Diğer Unutulmaz Anlar

• Motörhead, Triple H’in efsanevi giriş müziği “The Game”i WrestleMania 17’de canlı çalarak güreş-müzik iş birliklerinin en ikonik örneklerinden birini sundu.
• Snoop Dogg, WWE ve AEW’de ringe girerek birkaç maçta aktif rol aldı ve hatta Cody Rhodes’un giriş müziğine vokal yaptı.
• Kiss, WCW’de “The Demon” karakteri için özel bir performans sergiledi.
• Insane Clown Posse, 90’larda WCW ve WWE’de güreşerek ve müzik yaparak spor eğlencesine farklı bir katkı sağladı.

Müzik ve Güreş: Ayrılamaz İkili

Güreş ve müzik arasındaki bu organik bağ, her iki kültürün hayranlarını ortak bir noktada buluşturuyor. Ringlerde yankılanan giriş müzikleri, şovlarda yapılan canlı performanslar ve sanatçıların bizzat güreş hikâyelerine dahil olmaları, bu birlikteliği daha da güçlendiriyor. Gelecekte hangi sanatçıların güreş dünyasında sürprizler yapacağını kim bilebilir? Ama kesin olan bir şey var: Ringin sesi her zaman müzikle yankılanmaya devam edecek!

Enes Taştan