The Halo Effect ve Dååth’ın albüm kapaklarını çizen sarsılmaz illüstratör Adrian Baxter’la tanışın. İnsanüstü çizgilerinin azmi, metal müzik endüstrisindeki birçok görsel çalışmaya imzasını atıyor.

Merhaba Adrian, teklifime ilgi gösterdiğin için teşekkür ederim, senin gibi çizim alanında biri olarak, Surge adı altında seni ağırlamak benim için bir onurdur. Simetrik ve detaylı çalışmalarına olan hayranlığımı belirterek başlamama izin ver, bir proje için ilk eskizini kağıda çizdiğini düşünürsek bu etkileyici. Kağıtla başlamak senin için resmi dijitale aktarmadan önce uyguladığın bir gözden geçirme aşaması mı yoksa geleneksel teknikleri seviyor musun?

Baxter: Selam Irmak, ilgin ve inceliğin için teşekkür ederim. Bütün çalışmalarım önce kalemle çizilir. Ardından bu eskizleri, başka bir kağıt üzerinden mürekkeple geçmek için bir ışıklı masa kullanıyorum. Sonra mürekkeple çizilmiş çalışmayı Photoshop’a taratıp gerekli düzenlemeleri yapıp dijital renkleri ekliyorum.

Çizimle olan deneyimime göre senin tarzın olan çalışmalar çok fazla zaman ve sabır ister, bana aynı motifi tıpkı mandalalar gibi tekrar tekrar çizme sürecinden bahset, zorlayıcı oluyor mu?

Baxter: Tekrar eden desenler çizmeyi rahatlatıcı buluyorum. Her şeyin planlandığı gibi düzenlenmesinde tatmin edici bir his var. Işıklı masayı motif ve şekilleri düzenlemeye yardımcı olması için kullanıyorum. Boyutlarına göre bazı çalışmalar haftalar bazıları da günler sürüyor.

Yapay zeka hakkındaki açıklamanı okudum, bu endüstrideki çizerlerin yaşayacağını mı yoksa sadece büyük isimlerin mi endüstride kalacağını düşünüyorsun?

Baxter: Bildiğimiz sanatçıların onları bildiğimiz şekliyle yaşayacağına inanıyorum, hem de her seviyede olanların. Hatta belki de yapay zekanın dağılıp gitmesinden sonra sayımız artabilir? İnsanlığın, her formdaki, insan eliyle yaratılan özgün yaratıcılığa karşı duyduğu derin minnete inanıyorum. Yapay zekayla ilgili mevcut sorunumuz, yapay zekanın etik olmayan bir şekilde insan sanatçılar yerine kullanımı. Yapay zeka, insan sanatçılardan çalışmalarını, açıkça, cahilce ve yasadışı yollarla ve en nihayetinde izinsizce çalmadan yapamaz.

Resimlerin ezoterik olmasıyla biliniyor, “Dååth”ın Yahudi mistisizmine ait bir isim olduğunu göz önünde bulundurursak Dååth’la çalışmak sence mükemmel bir eşleşme mi?

Baxter: Dååth’la çalışmak mükemmel bir eşleşme ama özellikle bu neden yüzünden değil. Çalışmalarımın onların müziği ve genel görselliğine uymasıyla ilgili benzer fikirlerimiz var. İki taraf da, bu çalışmada her zaman değerli olacak biçimde çok az taviz vermiş oluyor.

Gelecekte bir sergi olması şansı var mı, fiziksel çizimlerini sergide görebilecek miyiz?

Baxter: Şu an bir planım yok ama kesinlikle değerlendirmeye açığım. Yıllar önce az sayıda sergiye katıldığımda hep zevkli olmuştu. Eğer, sadece çevrimiçi iletişimde olduğum meslektaşlarımla tanışmak için değilse, sadece internet ortamında iletişim kurmaya kısılıp kalmak kolay oluyor bu yüzden bazen mağaradan dışarı çıkmak önemli.

Sadece metal müzikteki albüm kapakları hakkında koca bir kitabım var, bu endüstrinin tarihinin bundan yıllar sonra üniversitelerde ders olarak okutulacağını düşünür müydün? Hatta bir resim bölümü olarak?

Baxter: Tamamen mümkün. Eğer bu niş altkültürün tarihiyse kesinlikle ben varım. Metal müziği ve çizimlerin doğal, eski tarz yollardan keşfedildiği söyleniyor tabii. Modern çağ modern değişiklikler getiriyor bu yüzden bunun yok olmasını görmekten nefret ederim.

“Sadık müşteriler”in olduğu ortada, bu gruplar, iki taraf da karşılıklı olarak albüm kapakları hakkındaki beklentilere aşinalığı için mi seni tercih ediyor?

Baxter: Bazı gruplar özel görsel dillerini, görsellikleriyle korumayı tercih ederken bazıları da her albümle bunu değiştirmeyi seçiyor. Bir çizer ve grubun stili uyuştuğunda grupların yeni bir proje için geri gelmeleri çok güzel, başka bir yol tercih etmelerini de anlıyorum tabii. Tarafların işbirliği yaparken her konuda güven duygusu geliştirmesi çok önemli ve çoğu grubun da bunun değerini anladığına inanıyorum.

Grafik kalemlerle eskiz atıyorsun. Bu kalemler en ustalaştığın tarz mı yoksa başka teknikler de var mı?

Baxter: Yıllarca bir sürü teknik denedim -suluboya, kuru boya, akrilik, divit kalem ama mürekkepli kalemleri keşfettiğimde benim için olduklarını anlamıştım. Kafamda her zaman hedeflediğim çizgiler oluyor onlar [grafik kalemler] bana çizerken neyin yapılabildiğini gösterdi. Dijital renkleri de birkaç yıl önce seçtim. Hoşuma giden bir renk tekniği olmadı, dijital renkler, üstünde günlerce çalışılmış mürekkepli eskizlerin tek bir hatayla bozulmasının önüne geçerek denemeler yapmanızı sağlıyor.

Sanat eğitimi ticari anlamda bir illüstratör için fark yaratıyor mu? Müşterilerinin önce sana gelmesini sağlayan bir sanat eğitimin var mı?

Baxter: Yıllar geçtikçe sanat eğitimi hem olan hem de olmayan illüstratörler tanıdım, OLANLAR bunun fazla yararını gördüğünü hissetmiyor. Bu, saatler süren çalışmayla kendi çizgilerini bulmaya ve sana uymayan şeyleri öğrenmene bağlı. Yıllar önce üniversitede gördüğüm bazı temel dersler dışında bir eğitimim yok. Dersler bana kısa zamanda pek çok tarz ve malzemeye erişmemi sağladı ama her zaman mürekkepli illüstrülasyona geri döndüm. Müşterilerimin beni tercih etmesinin nedeni çalışmalarımı düzenli olarak internette paylaşmam -grupların, keşfedip onlar için uygun olup olmadığımı düşünmelerini sağlayan çevrimiçi bir portfolyo. Benim tarzımı ve geçmişte kiminle çalıştığımı görebiliyorlar.

Sona geldik, ilgin için teşekkür ederim. Bir sanatçı olarak en çok ne başarmak istiyorsun?

Baxter:  Kişisel çalışmalarım konusunda ne çizersem çizeyim, kendim ve yaratıcı ihtiyaçlarım için doğru olduğundan sürekli emin oluyorum. Eğer bundan başka bir sebep için çizersem başarısız oluyorum ve bir konunun çözülmesi gerekiyor demektir. Açıkça, bir müşteriyle çalışırken serbest bir alan ve karşılıklı fedakarlığın olması gerekiyor, ama yine de çabaladığım şey benim dürüstlüğümdür. Grup da ben de mutlu olduğumuzda bu demektir ki hepimiz başarıya ulaşmışızdır.

Irmak Gündüz